UMUTLARINIZ HİÇ SOLMASIN...

TEMELİNDE ''SEVGİ'' OLAN HİÇ BİR EĞİTİM BAŞARISIZLIĞA UĞRAMAZ...

UMUTLARINIZ HİÇ SOLMASIN...


04 Şubat 2014

OKUMAYI HIZLANDIRMAK İÇİN TEKERLEME, MANİ, SAYIŞMA

Evet çocuklaar... önce ne işe yaradıklarını bir öğrenin bakalım... Sonra aşağıdan istediğiniz kadar tekerleme, mani, sayışma öğrenebilirsiniz...


Dil oyunları ile tekerleme çocuğun dil sınırlarını tıpkı düş gücünü, düşlerinin sınırlarını genişletir gibi genişletir. Dili matematiksel problemlere dönüştürerek, egzersizler yaptırarak güçlendirir.

Tekerleme, mani, sayışma, bilmece çocuğun dilsel bellek gücünü artırır. Pratik bir dil kazandırır. Çocuklar bu halk anlatı türleriyle eğlenir, düşünmeye başlar, dil ve düşünce ilişkisini sezinler, dilin gizemli dünyasını duyumsar. Bilmeceler, sayışmalar, maniler, bir varlığın, olayın, kavramın adını vermeden kapalı biçimde, çağrışımla birlikte, özelliklerini belirterek bulunmasını sağlarken, çocuğun sözcük dağarcığını da zenginleştirir (Nas, 2002 : 325).

Kuzu kuzu me
Bin tepeme
Haydi gidelim
Ayşe teyzeme.
Bir iki üç
Söylemesi güç
Sana verdim bir elma
Adını koydum fatma
Hop hop hop
Bir büyük altın top
Pazara gidelim,
Bir tavuk alalım,
Pazara gidip,
Bir tavuk alıp ne yapalım?
Gıt gıdak diyelim.
Happur huppur,
Happur, huppur yiyelim.

Bir iki tombul tekir
Camdan bakar
Başına takar
Hop hop, altın top


Türü mürkü
Ninemin eski kürkü
Bir çektim yırtıldı
Ninem dikmekten kurtuldu
Evli evine
Köylü köyüne
Evi olmayan
Sıçan deliğine
Eveleme develeme
Evvel altı elma yedi
Seren sekiz serçe dokuz
Tarmanın topu kara
A devenin çatı kara
Altı kere altı otuz altı
Dedemin sakalı yolda kaldı
Sakalını aldı dereye attı
Dedem sakalsız kaldı
Makas makas makasa
Ali dayı noktaya bas
Trampetler çalıyor
Yüzbaşılar darılıyor
Darılmayın yüzbaşılar
Can yürekten ayrılmıyor
Ebe ebe gel bize
Uzaktan vur elimize
Eğer vuramazsan
Ebesin ebe
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi
Yağlı böreği kim yedi?
Bir cam
İki cam
Üç cam
Dört cam
Beş cam
Altı cam
Yedi cam
Sekiz cam
Dokuz cam
On cam
Bu da benim amcam.
Ooooo
İğne iplik
Derme diplik
Çelik çubuk
Sen çık.

İğnem düştü yakamdan
Kuleli geliyor arkamdan
Gelme kuleli gelme
Annem bakıyor arkamdan
KOMŞU, KOMŞU
-Komşu, komşu !
-Hu, hu!
-Oğlun geldi mi?
-Geldi
-Ne getirdi?
-İnci, boncuk.
-Kime, kime?
-Sana, bana.
-Başka kime?
-Kara kediye
-Kara kedi nerede?
-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede?
-Balta kesti
-Balta nerede?
-Suya düştü.
-Su nerede?
-İnek içti.
-İnek nerede?
-Dağa kaçtı.
-Dağ nerede?
-Yandı, bitti kül oldu.
Yağmur yağmur yağ ister, evimizin önü sel ister, teknede hamur, tarlada çamur, ver Allah'ım ver, gümbür gümbür yağmur
Leylek leylek lekirdek, hani bana çekirdek, çekirdeğin içi yok, sarı kızın saçı yok Sübhaneke sümbül teke, üzüm koya, yolda yiye, bizim dana, sizin dana, gelmez eve, vur topuzu gelsin eve
Mehmet Mehmet Mehmedi, eski susam demeti, çanak çömlek koymadı, hepsini donuna yamadı Tıngır elek tıngır saç, elim hamur karnım aç
Al şu takatukaları, takatukacıya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamazsa, takatukaları taka tukalatmadan geri getir.
Hakkı hakkının hakkını yemiş. Hakkı Hakkı'dan hakkını istemiş. Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince Haklı da Hakkı'nın hakkından gelmiş.
Iramazan
Irgatları ıramazan irgadamadan al da gel.
İndin dereye silindim silindim çıktım.
Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana

Yağmur yağarsa raylar ıslanır, yağmur yağar saraylar ulanır.

Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli
Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli
Incık, mıncık
Sen dur, sen çık
Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran
El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan'ın karısı
Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur
Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek

Delmişler, dakmışlar
Bunu böyle yapmışlar
Delmiyelerdi, dakmıyalardı
Bunu böyle yapmıyalardı
İçinde bülbül benim olsa
İki kardeşim olsa
Biri ay biri yıldız
Biri oğlan biri kız
Bir ikidir bir iki
Beş altındır, beş, altı
İnanmazsan say da bak
On altı, on altı
Selamün aleyküm
Aleyküm selam
Nereye gidiyon?
Daha gidiyom
Neye gidiyon
Mini mini birler
Çalışkan ikiler
Tebmbel üçler
Dayak yiyen dörtler
Beşler makine gibi işler
Altılar altını çaldılar
Yediler yemeğimi yediler
Sekizler seksek olup gittiler
Dokuzlar toktor olup gittiler
Onlar kırmızı donlar
Ebe ebe nerede
Su doldurur derede
Dere boyu çalılık
Şu ebe de ne alık
Ebe suya dalamaz
Arasada bulamaz
Ene nene bulamaz
Ben sana küstüm
Ali baksa dum dum
Sakalına kondum
Beş para buldum

Armudu kestim
Tavana astım
Tap dedi düştü

Ooo iğne miğne
Ucu düğme
Filifilince
Kuş dilince

Çarşıya gittim
Eve geldim hanım yok
Bebek ağlar beşik yok
Çorba taşar kaşık yok
Ali baba öldü tabut yok

Alçık balçık
Sana dedim sen çık
Horoz öttü
Tavuk tepti
Bülbül kızı
Selamına dua etti
Değirmene girdi köpek
Köpeği aldı köpek
Köpeği yedi köpek
Köteği yedi köpek

Hakkı Hakkı'dan hakkını istedi
Hakkı Hakkı'nın hakkını vermeyince
Hakkı Hakkı'nın hakkından geldi

Kapıdan tavşan geçti mi?
Geçti
Tuttun mu?
Tuttum
Kestin mi?
Kestim
Tuzladım mı?
Tuzladım
Pişirdin mi?
Pişirdim
Bana ayırdın mı?
Ayırdım
Hangi dolaba koydun?
Çık çık dolaba koydum
Haydi al getir
Getiremem
Neden getirimezsin?
Kara kediler yemiş.
Vayı vay, miyav

Kuzu kuzu mee
Bin tepeme
Haydi gidelim
Hacı dedeme
Hacı dedem hasta
Mendli bohça
Kendisi hoca
TEKİR
Bir iki tombul tekir
Camdan bakar
Başına takar
Hop hop, altın top

MISTIK
Mustafa, Mıstık,
Arabaya kıstık,
Üç mum yaktık,
Seyrine baktık.

LEYLEK
Leylek leylek havada,
Yumurtası tavada,
Gel bizim hayata,
Hayat kapısı kitli,
Leyleğin başı bitli.

KUZU
Kuzu kuzu me
Bin tepeme
Haydi gidelim
Ayşe teyzeme.

YAĞMUR
Yağ yağ yağmur,
Teknede hamur,
Bahçede çamur,
Ver Allah’ım ver,
Sicim gibi yağmur.

KARGA
Karga karga “gak” dedi,
“Çık şu dala bak” dedi,
Karga seni tutarım,
Kanadını yolarım.

PORTAKAL
Portakalı soydum,
Başucuma koydum.
Ben bir yalan uydurdum,
Duma duma dum.
Duma duma dum.
Öğretmeni kandırdım,
Kandırdım. OYUN
Oooo…..
İğne battı,
Canımı yaktı,
Tombul kuş Arabaya koş.
Arabanın tekeri,
İstanbul’un şekeri.
Hop Hop altın top,
Bundan başka oyun yok.

HANIM KIZI
Çan çan çikolata,
Hani bize limonata?
Limonata bitti,
Hanım kızı gitti.
Nereye gitti?
İstanbul’a gitti.
İstanbul’da ne yapacak?
Terlik pabuç alacak.
Terliği pabucu ne yapacak?
Düğünlerde,
Şıngır mıngır oynayacak.

KEÇİLER
Ayşe Hanımın keçileri,
Hop hop hopluyor,
Arpa, saman istiyor,
Arpa, saman yok,
Kilimcide çok.
Kilimci kilim dokur,
İçinde bülbül okur.
İki kardeşim olsa,
Biri ay, biri yıldız,
Biri oğlan, biri kız,
Hop çikolata çikolata,
Akşam yedim salata,
Seni gidi kerata.

SINIFLAR
Mini mini birler,
Çalışkandır ikiler,
Mavi gözlü üçler,
Dayak yiyen dörtler,
Misafirdir beşler,
Altılar, altınımı çaldılar,
Yediler, yemeğimi yediler,
Sekizler, semizdirler,
Dokuzlar, doktor oldu,
Onlar bizi okuttu.

EBE
Ebe ebe gel bize
Uzaktan vur elimize
Eğer vuramazsan
Ebesin ebe
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi
Yağlı böreği kim yedi?

TAVUK
Pazara gidelim,
Bir tavuk alalım,
Pazara gidip,
Bir tavuk alıp ne yapalım?
Gıt gıdak diyelim.
Happur huppur,
Happur, huppur yiyelim.

TOP
Bir iki üç
Söylemesi güç
Sana verdim bir elma
Adını koydum Fatma
Hop hop hop
Bir büyük altın top

DEDE
Altı kere altı otuz altı
Dedemin sakalı yolda kaldı
Sakalını aldı dereye attı
Dedem sakalsız kaldı EV
Evli evine
Köylü köyüne
Evi olmayan
Sıçan deliğine

İĞNE
Ooooo
İğne iplik
Derme diplik
Çelik çubuk
Sen çık.

NACAK
Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana

HEDİYE
Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli

EL EL EPENEK
El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan’ın karısı

KARNIM AÇ
Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli

DEĞİRMEN
Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek

ALİ DAYI
Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur

ÇARŞI
Çarşıya gittim
Eve geldim hanım yok
Bebek ağlar beşik yok
Çorba taşar kaşık yok
Ali baba öldü tabut yok

HAKKI
Hakkı hakkının hakkını yemiş.
Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş.
Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince
Hakkı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.

HASAN
Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran

KÜÇÜK DOSTUM
Küçük dostum gelsene
Ellerini versene
Ellerimizle şap şap
Ayaklarımızla rap rap
Bir şöyle, bir böyle
Dans edelim seninle.

ELLERİM PARMAKLARIM
Sağ elimde beş parmak,
Sol elimde beş parmak
Say bak, say bak, say bak.
Hepsi eder on parmak.
Sen de istersen saymak
Say bak, say bak, say bak.
Hepsi eder on parmak.

ALİ
Ali baksa dum dum
Sakalına kondum
Beş para buldum
Cebime koydum

KUZU
Kuzu kuzu mee
Bin tepeme
Haydi gidelim
Hacı dedeme
Hacı dedem hasta
Mendili bohça
Kendisi hoca

KOMŞU, KOMŞU
-Komşu, komşu !
-Hu, hu!
-Oğlun geldi mi?
-Geldi
-Ne getirdi?
-İnci, boncuk.
-Kime, kime?
-Sana, bana.
-Başka kime?
-Kara kediye
-Kara kedi nerede?
-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede?
-Balta kesti
-Balta nerede?
-Suya düştü.
-Su nerede?
-İnek içti.
-İnek nerede?
-Dağa kaçtı.
-Dağ nerede?
-Yandı, bitti kül oldu

TAVŞAN
Kapıdan tavşan geçti mi?
Geçti
Tuttun mu?
Tuttum
Kestin mi?
Kestim
Tuzladım mı?
Tuzladım
Pişirdin mi?
Pişirdim
Bana ayırdın mı?
Ayırdım
Hangi dolaba koydun?
Çık çık dolaba koydum
Haydi, al getir
Getiremem
Neden getiremezsin?
Kara kediler yemiş.
Vay vay, miyav

NEREDEN GELİRSİN?
Nerden gelirsin?
Zikzak kalesinden.
Ne gezersin?
Açlık belasından.
Nerde yattın?
Beyin konağında.
Altına ne serdiler?
Perde.
Desene kupkuru yerde.
Bıyıkların neden yağ oldu?
Bıldırcın eti yedim.
Bıldırcın yağlı mıydı?
Gökte uçarken gördüm.
Saçların neden ağardı?
Değirmenden geldim.
Değirmen dönüyor mu?
Zımbırtısını duydum.
Ayakların neden ıslandı?
Çaydan geçtim.
Çay derin miydi?
Köprüyü dolaştım,
İşte geldim sana ulaştım.
CAM
Bir cam
İki cam
Üç cam
Dört cam
Beş cam
Altı cam
Yedi cam
Sekiz cam
Dokuz cam
On cam
Bu da benim amcam.

Eveleme develeme
Evvel altı elma yedi
Seren sekiz serçe dokuz
Tarmanın topu kara
A devenin çatı kara

EBE
Ebe ebe nerede
Su doldurur derede
Dere boyu çalılık
Derede olur balık
Şu ebe de ne alık
Oltamı attım,
Balığı tuttum.
Balık suya dalamaz,
Ebe beni bulamaz.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi
Bunu kim dedi,
Diyen dedi on yedi,
Yağlı böreği kim yedi?

ELLERİM
Ellerim tombik tombik,
Kirlenince çok komik
Kirli eller sevilmez
Güzelliği görülmez
Dişlerim bakım ister
Hele saçlar, hele scalar
Uzayınca tırnaklar
Kirlenince kulaklar
Bize pis derler, pis derler
DEVE
Eveleme develeme
Evvel altı elma yedi
Seren sekiz serçe dokuz
Tarmanın topu kara
A devenin çatı kara.
PATLICAN
Patlıcan var patlıcan,
Patlasın senin kocan.
Şisko şisko biberler,
Arabaya bindiler.
Elmalar yedi buçuk,
Onu yedi, bir çocuk.
Patlıcandan bıktım,
Ben oyundan çıktım!
KOMŞU
Komşu komşu huu…
Sırtındaki ne?
Arpa
Kaça sattın
Kırka
Eve ne aldın?
Hırka
Çocuğa ne aldın ?
Halka
BÖREK
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi,
Yağlı böreği kim yedi?
SINIFLAR
Mini mini birler,
Çalışkandır ikiler,
Mavi gözlü üçler,
Dayak yiyen dörtler,
Misafirdir beşler,
Altılar, altınımı çaldılar,
Yediler, yemeğimi yediler,
Sekizler, semizdirler,
Dokuzlar, doktor oldu,
Onlar bizi okuttu.
HANIM KIZI
Çan çan çikolata,
Hani bize limonata?
Limonata bitti,
Hanım kızı gitti.
Nereye gitti?
İstanbul’a gitti.
İstanbul’da ne yapacak?
Terlik pabuç alacak.
Terliği pabucu ne yapacak?
Düğünlerde,
Şıngır mıngır oynayacak.

 
KUZU
Kuzu kuzu mee,bin tepeme
Haydi gidelim Ayşe teyzeme.

ÜŞÜDÜM
Üşüdüm üşüdüm,daldan elma düşürdüm,
Elmamı yediler,bana cüce dediler
Cücelikten çıktım,ablama vardım,ablam hasta,çorbası tasta
alçık balçık sen bu oyundan çık.


KEDİ
İğnem düştü yakamdan,kedi geldi arkamdan,
Gelme kedi gelme,annem bakıyor balkondan.

TEK TEK TEKERLEME
Tek tek tekerleme,üstü kaymak şekerleme,
Dereye düşme çok soğuk, söyle bana çarçabuk.

SAKSAĞAN
Saksağan sek sek,kuyruğu tümsek
Kuyruğuna binelim bizim köye gidelim.



BÖREK
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi,
Yağlı böreği kim yedi?

CAM
Bir cam
İki cam
Üç cam
Dört cam
Beş cam
Altı cam
Yedi cam
Sekiz cam
Dokuz cam
On cam
Bu da benim amcam.

HANIM KIZI
Çan çan çikolata,
Hani bize limonata?
Limonata bitti,
Hanım kızı gitti.
Nereye gitti?
İstanbul’a gitti.
İstanbul’da ne yapacak?
Terlik pabuç alacak.
Terliği pabucu ne yapacak?
Düğünlerde,
Şıngır mıngır oynayacak.

KARGA
Karga karga “gak” dedi,
“Çık şu dala bak” dedi,
Karga seni tutarım,
Kanadını yolarım.

KEÇİLER
Ayşe Hanımın keçileri,
Hop hop hopluyor,
Arpa, saman istiyor,
Arpa, saman yok,
Kilimcide çok.
Kilimci kilim dokur,
İçinde bülbül okur.
İki kardeşim olsa,
Biri ay, biri yıldız,
Biri oğlan, biri kız,
Hop çikolata çikolata,
Akşam yedim salata,
Seni gidi kerata.

KOMŞU, KOMŞU
-Komşu, komşu !
-Hu, hu!
-Oğlun geldi mi?
-Geldi
-Ne getirdi?
-İnci, boncuk.
-Kime, kime?
-Sana, bana.
-Başka kime?
-Kara kediye
-Kara kedi nerede?
-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede?
-Balta kesti
-Balta nerede?
-Suya düştü.
-Su nerede?
-İnek içti.
-İnek nerede?
-Dağa kaçtı.
-Dağ nerede?
-Yandı, bitti kül oldu.

MISTIK
Mustafa, Mıstık,
Arabaya kıstık,
Üç mum yaktık,
Seyrine baktık.

OYUN
Oooo..
İğne battı
Canımı yaktı
Tombul kuş
Arabaya koş
Arabanın tekeri
İstanbul un şekeri
Hop hop
Bundan başka
oyun yok.

ÖRDEK
Çık çıkalım
Çayıra
Yem verelim
Ördeğe
Ördek yemi yemeden
Ciyak miyak
Demeden
Aldım baktım
Kimi çıkardım

LEYLEK
Leylek leylek havada,
Yumurtası tavada,
Gel bizim hayata,
Hayat kapısı kilitli,
Leyleğin başı bitli.


PATLICAN
Patlıcan var patlıcan,
Patlasın senin kocan.
Şisko şisko biberler,
Arabaya bindiler.
Elmalar yedi buçuk,
Onu yedi, bir çocuk.
Patlıcandan bıktım,
Ben oyundan çıktım!

TOP
Bir iki üç
Söylemesi güç
Sana verdim bir elma
Adını koydum Fatma
Hop hop hop
Bir büyük altın top

Al şu takatukaları, takatukacıya götür.
Takatukacı takatukaları takatukalamazsa,
takatukaları taka tukalatmadan geri getir.

Eller pekmezlenmiş de biz pekmezlenmemişiz.

Bir berber bir berbere
bre berber gel beraber
bir berber dükkanı açalım demiş.

Hakkı hakkının hakkını yemiş.
Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş.
Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince
Haklı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.

İndin dereye silindim silindim çıktım.

Iramazan
Irgatları ıramazan irgadamadan al da gel.

Yağmur yağarsa raylar ıslanır, yağmur yağar saraylar ulanır.

Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli

Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana

Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli

El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan’ın karısı

Incık, mıncık
Sen dur, sen çık
Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran

Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek

Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur

İçinde bülbül benim olsa
İki kardeşim olsa
Biri ay biri yıldız
Biri oğlan biri kız

Delmişler, dakmışlar
Bunu böyle yapmışlar
Delmiyelerdi, dakmıyalardı
Bunu böyle yapmıyalardı

Bir ikidir bir iki
Beş altındır, beş, altı
İnanmazsan say da bak
On altı, on altı

Selamün aleyküm
Aleyküm selam
Nereye gidiyon?
Daha gidiyom
Neye gidiyon
Al şu takatukaları,takatukacıya götür.Takatukacı takatukaları takatukalamazsa,takatukaları taka tukalatmadan geri getir.
Eller pekmezlenmiş de biz pekmezlenmemişiz.
Bir berber bir berbere bre berber gel beraber bir berber dükkanı açalım demiş.
Hakkı hakkının hakkını yemiş.Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş.Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince Haklı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.
İndin dereye silindim silindim çıktım.
Iramazan

Irgatları ıramazan irgadamadan al da gel.
Yağmur yağarsa raylar ıslanır,yağmur yağar saraylar ulanır.
Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli
Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana
Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli
El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan’ın karısı
Incık, mıncık
Sen dur, sen çık
Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran
Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek
Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur
İçnde bülbül benim olsa
İki kardeşim olsa
Biri ay biri yıldız
Biri oğlan biri kız
Delmişler, dakmışlar
Bunu böyle yapmışlar
Delmiyelerdi, dakmıyalardı
Bunu böyle yapmıyalardı
Bir ikidir bir iki
Beş altındır, beş, altı
İnanmazsan say da bak
On altı, on altı
Selamün aleyküm
Aleyküm selam
Nereye gidiyon?
Daha gidiyom
Neye gidiyon
Ebe ebe nerede
Su doldurur derede
Dere boyu çalılık
Şu ebe de ne alık
Ebe suya dalamaz
Arasada bulamaz
Ene nene bulamaz
Ben sana küstüm
Mini mini birler
Çalışkan ikiler
Tebmbel üçler
Dayak yiyen dörtler
Beşler makine gibi işler
Altılar altını çaldılar
Yediler yemeğimi yediler
Sekizler seksek olup gittiler
Dokuzlar toktor olup gittiler
Onlar kırmızı donlar
Armudu kestim
Tavana astım
Tap dedi düştü
Ali baksa dum dum
Sakalına kondum
Beş para buldum
Çarşıya gittim
Eve geldim hanım yok
Bebek ağlar beşik yok
Çorba taşar kaşık yok
Ali baba öldü tabut yok
Ooo iğne miğne
Ucu düğme
Filifilince
Kuş dilince
Horoz öttü
Tavuk tepti
Bülbül kızı
Selamına dua etti

Alçık balçık
Sana dedim sen çık
Hakkı Hakkı’dan hakkını istedi
Hakkı Hakkı’nın hakkını vermeyince
Hakkı Hakkı’nın hakkından geldi
Değirmene girdi köpek
Köpeği aldı köpek
Köpeği yedi köpek
Köteği yedi köpek
Kuzu kuzu mee
Bin tepeme
Haydi gidelim
Hacı dedeme
Hacı dedem hasta
Mendli bohça
Kendisi hoca
Kapıdan tavşan geçti mi?
Geçti
Tuttun mu?
Tuttum
Kestin mi?
Kestim
Tuzladım mı?
Tuzladım
Pişirdin mi?
Pişirdim
Bana ayırdın mı?
Ayırdım
Hangi dolaba koydun?
Çık çık dolaba koydum
Haydi al getir
Getiremem
Neden getirimezsin?
Kara kediler yemiş.
Vayı vay, miyav
PİTİ PİTİ
Ooooopiti piti
Kremanın sepeti
Terazi lastik jimnastik
Biz size geldik bitlendik
Hamama gittik temizlendik
Dik Dik Dİk
Son dersimiz matematik
 
 
 
alıntıdır. Saygılarımla.

http://www.ilkokuma.com/tekerleme.htm linkine tıklayarak, siteyi ziyaret edebilirsiniz..

EĞLENCELİ BİLMECELER

  Eğlenceli bilmeceler için aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz:

http://www.gazetepress.com/2012/01/29/ilkogretim-ogrencileri-icin-ozgun-bilmeceler/

Verimli Ders Çalışma

Verimli Ders Çalışma
DERSLERE NASIL ÇALIŞMALI

ÖĞRENME NEDİR?
İnsanı diğer canlılardan farklı kılan en önemli özellik , yeni deneyimler yaşayabilmesi yani her an öğrenmesi ve öğrendiklerinin bilincinde olmasıdır. Öğrenmek demek her yeni deneyimlerle hayatı anlamlı bir bütün haline getirmek, ufkumuzu olabildiğince genişletmek demektir.Öğrenmenin en önemli faydaları;kişiliğimizi güçlendirmesi, kendimize güven duymamızı sağlaması, takdir ve hayranlık getirmesi, bizi daha ayrıcalıklı kılması, ve meslek hayatında başarıyı beraberinde getirmesidir. Verimli çalışmanın duygusal ve akli olmak üzere 2 temel şartı vardır. Bunlar , istek ve azimdir.

Öğrenmenin birinci şartı,istek; Eğer ilkokul öncesi çocukları gözlersek , onların yeni şeyler öğrenmede hiçbir güçlük çekmediklerini farkederiz. Çünkü çocuk sadece ilgilendiği şeyi anlamak ister ve bilgiyi oyun yoluyla elde eder. Çocuk için öğrenme yaşam demektir. Oysa ki, okul hayatına başlayınca, çocuğun bu kapasitesi sekteye uğrar. Çünkü artık yaşamla , bilgi arasındaki köprü kopmuş, çocuk neyi temsil ettiğini bilmediği, yaşamda karşılığını bulamadığıbir çok kavramla yüz yüze gelmiştir. Böylece bilgiye karşı tüm ilgisini kaybetmiştir. İşte, öğrenmeye karşı isteksizliğimizin temelleri buna dayanmaktadır. Anlam demek, ilişki demektir. Bir şeyin bize anlamsız gelmesi, oşeyle ilişki kuramadığımızı gösterir. Eğer sık sık kendinize “bu şeyleri niye öğreniyorum ki, ne anlamı var ki?” diye soruyorsanız, henüz bilgiyle ilişki kuramamış demeksinizdir. Bu durumda yapılacak iş, öğrenmeye karşı tutumumuzu değiştirmektir. Öğrenmeye karşı isteksizliğimizi, öğrendiğimiz her materyali bizim için anlamlı hale getirerek kırabiliriz. Bunun için ; bilgi ile oyun oynamalı, öğrenilen konuları günlük hayatımızda kullanmalı, bu bilgiler ile yeni ilişkiler kurmalı, onları kişiliğimizin ve ilgilerimizin bir parçasıhaline getirmeliyiz.

Öğrenmenin ikinci şartı; azim, irade ve karar verme yeteneği ile ilgilidir. Akıllı insanlar, sadece istemekle yetinmezler, iradelerini de devreye sokarlar ve ulaşmak istedikleri hedefler doğrultusunda hızla ilerlerler. Bunun için de uygun davranışları araştırır ve bu davranışlar çerçevesinde hareket ederler. Başarmak için gerekli davranışlar ise; hayatı düzenlemek, zamanı planlamak, en iyi verimi elde edecek metotları tespit etmek ve bu metotlar çerçevesinde çalışmaktır. Eğer başarıyı rastlantılara bırakırsak, sınav zamanı sadece panik ve hayal kırıklığı yaşarız. Eğer sistemli çalışırsak, bilmenin güvenini ve tatlı heyecanını duyarız. Şimdi geçmişte öğrendiğiniz bir takım gerçekleri (!) bir kenara bırakıp şu şekilde düşünün: Bu sınavı başarmak için her türlü donanıma fazlasıyla sahibim. Çok zeki olmam gerekmiyor, iyi bir liseden gelmem gerekmiyor, ben hiçbir şekilde diğer insanlardan daha eksik ya da daha şansız değilim. Hayat, diğerlerine verdiği fırsatları bana da veriyor. Her an önüme yeni kapılar açıyor. Şu anda da önemli bir kapının eşiğindeyim ve bu eşikten geçmek için önümde hiçbir engel yok. Yapmam gereken tek şey; “Doğru Şekilde Çalışmak...”


Daha İyi Nasıl Öğreniriz?
İnsan Belleğinin Özellikleri Nelerdir?

İnsan öğrendiğinin yarısını ilk 80 dk. içinde unutur. Okuduğumuzu ya da dinlediğimizi tam olarak anlamış veya dinlemiş isek öğrendiğimizin %45’ini ilk 20dk, %55’ini ilk 60dk, %65’ini de 9 saatte unuturuz.

Çalışma ve tekrardan sonra bir süre ara verirseniz daha iyi hatırladığınızıgöreceksiniz. Her insan zaman zaman hatırlamak istediği bazı şeyleri hatırlamada zorluk çeker.


BELLEK
Bellek,geçmiş yaşantıları akılda tutabilme gücüdür. Belleme sürecini daha iyi anlayabilme için daha küçük evrelere ayırmak yararlı olur.

Bir şeyin bellekte yer etmesi ve böylece istenildiği zaman anımsanabilmesi için o şeyin önce algılanması gerekir. Böylece ilk evrede bir takım izlenimlerin kazanılması söz konusu olur.

Algılanma sonucu elde edilen izlenimlerin zihinde tutulması ikinci evreyi meydana getirir. Bunu nöronlar arası ilişkide (sinapslarda) bir takım değişikliklerle oluştuğu ileri sürülmektedir.

Her öğrenilen şeyin zihinde izi kalır. Öyle ki daha önce görülmüş,algılanmışnesne ve olaylarla karşılaşıldığı zaman,bunların daha önce görülmüş olduğu anımsanır. Buna tanıma denir. Tanıma belleğin ilkel bir belirtisidir. Böylece daha önce gidilen yerler,tanışılan kimseler, müzik parçaları yeniden görüldüğü ve işitildiği zaman tanınır. Tanımak için bir nesneyi veya olayı bir kere algılamış olmak yetebilir.

Bir kaç kez görüp zihnimizde iyice yer etmiş olan nesne ve olayları,istediğimiz zaman zihnimizde canlandırabiliriz. Buna anımsama denir. Bir tanıdığımızı, istediğimiz zaman zihnimizde canlandırabilir ve adınısöyleyebiliriz. Okuduğumuz şeyleri ana çizgileri ile bir başkasına tekrarlayabiliriz. Bu tekrarlamada bazı değişiklikler olur. Örneğin materyalin bazı kısımları unutulur, bazı kısımları değişir, bazı kısımları ise abartılır. Anımsama, belleğin sadece tanımadan daha ileri bir fonksiyonudur. Anımsayabilmek için daha esaslı kavramış, daha iyi öğrenmiş olmak gerekir.

İyi öğrenilmiş şeyler çok tekrar edilirse alışkanlık meydana gelir. Alışkanlıklar o kadar iyi bellenmiş bilgi ve davranışlardır ki, bunları hiç düşünmeden tekrarlar veya yaparız. O halde tanımak,



Beleğin üç temel özelliği vardır

Bilgiyi kaydetmek, bilgiyi saklamak, istendiği zaman saklanan bilgiyi geri getirmek



Uzun süreli bellek

Kısa süreli bellek

Sınama

Duyular

Çevreden gelen uyaranlar

Unutma Hatırlama


Duyularınıza gelen bilgiler önce “Kısa Süreli Belleğe” yerleşir. Kısa süreli bellek biyofizik bir olaydır. Saniyelerle sınırlıdır. Unutulan bilgiler geri gelmez.

Kısa süreli belleğe gelen bilgilerin uzun süreli belleğe kodlanabilmesi için mutlaka tekrarların yapılması gerekir. Uzun süreli bellek biyokimyasal bir olaydır. Saatle veya günlerle sınırlıdır. Belleğe yerleştirilen bilgiler hatırlanabilir. Yapılan sistemli tekrarlarla uzun süreli belleğe yerleşen bilgiler henüz bize mal olmuş bilgiler değildir. Bilgilerin gerektiği biçimde hatırlanabilmesi için bilgilerin kullanılması yani sınanması gerekir. Sınama, bilgi transferinin gerçekleşebilmesi için gereklidir. Sınama, bizi uzun süreli bellekte depolanan bilgiye götürür.

Ara-bul-geriye getir ipuçlarını sağlar.

Öğrenilen bilgilerin kolayca hatırlanabilmesi için hatırlamayı sağlayan ipuçlarının bilinçli olarak önceden oluşturulması gerekir. Bunu;

Öğrenilecek bilgiyi bize anlamlı gelecek biçimde örgütleyerek,

Bilgiyi öğrenirken onun nasıl hatırlayacağımızı planlayarak

Öğrenilecek bilgi ya da konu ile ilgili sorular sorup ayrıntıları öğrenerek gerçekleştirebiliriz.

Hatırlama ve Unutma


Otomatik olarak Diyelim ki,bir şeyi mükemmel bir şekilde öğrendiniz. O anda hatırlamanızın %100 ve unutmanızın %0 olduğunuzu söyleyebiliriz. Bir kaç saat ve ya gün sonra o konuyla ilgili bir hatırlama testi(konuyu) aldığınızda,ilk öğrendiklerinizin bir miktarını,örneğin %75’ini unutmuş olduğunuzu görürsünüz. Bu durumda hatırlamanız %25’dir. Hatırda tutma ya da hatırlanan miktar %100 öğrenme ile unutulan miktar arasındaki farktır.

Hatırda Tutulan Miktar

Hatırda tutulan miktar pek çok şeye bağlıdır. Bunlardan en önemlileri malzemenin anlamlılığı,malzemenin başlangıçta ne kadar iyi öğrenildiği ve diğer öğrenmelerden gelen bozucu etkilerdir.

Malzemenin anlamlılığı: Anlamlı malzemenin hatırlanması anlamsızlara kıyasla çok daha kolaydır. Anlamsız yada güç malzemeyi hatırlayamayışımızın nedeni,bunların öğrenilmesindeki zorluktur.

Öğrenme derecesi: Aşırı öğrenme yapan öğrencilerin başarısı çok yüksektir. Bundan dolayı sınava hazırlanan öğrenciler mümkün olduğu kadar aşırı öğrenme yapmalıdırlar. Bir dersi iyi bilmek yeterli değildir. Mükemmel oluncaya kadar öğrenmeye devam edilmelidir.

Bozucu etki: Öğrenmeden önce yada sonra yer alan bir başka öğrenmenin,söz konusu öğrenmenin hatırlanmasını olumsuz yönde etkilemesidir.

HATIRLAMA VE HAFIZA
Herhangi bir şeyi hatırlamamızı sağlayan şey onun olağan üstülüğü, gündelik yaşadıklarımızdan farklılığı veya bizim için taşıdığı önemidir. Unutmamızın nedeni ise bu bilgilerin bizim için sıradan olması veya pek fazla önem arz etmemesidir. Yapmamız gereken şey sıradan veya bizim için önemsiz olarak algıladığımız bilgileri önemli hale getirip unutmamaktır.

Bizler görerek, duyarak ve deneyerek öğreniriz. Her öğrencinin de kendine has bir öğrenme yöntemi vardır. Kimi öğrenci gördüğünü, kimi dinlediğini, kimi de yaptığını çok iyi öğrenir ve hatırlar. Ama en iyi öğrenme yöntemi mümkün olduğunca bu üç türü birlikte kullanmaktır.
 

03 Şubat 2014

Sevgili, Biricik, İlk Umut Çiçekleri'mden Duygulandıran Sürpriz...


          Sevgili 4-C Öğrencilerim, Sevgili Umut Çiçeklerim...
          5-C olacaktık, olmadı...Yokluğunuz beni çok üzdü, etkiledi. Bu yaşlarınızı görmeyi ben hakediyordum... 1 yıl daha beraber olacaktık, olmadı... Sizleri görünce, ne kadar büyüdüğünüzü, serpildiğinizi görünce bir sene daha birlikte olamadığım için daha çok üzülüyorum. Ancak, yaşı küçük yürekleri kocaman vefalı insanlar olduğunuzu görmek beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Sizlerle gurur duyuyorum. İlk karşılaştığımızdan itibaren, yüreklerimizden birbirine akan karşılıklı sevgi, yıllar geçtikçe büyüdü, büyüdü...  Benim gözlerimle görüyor, kalbimin hissettiğini hissediyordunuz sanki, sınıfımın küçük öğretmenleri... Bu seneki sınıfımda beni defalarca görmeye geldiniz, hatta sınıf düzenimde yardım ettiniz.  Yine küçük öğretmenlerim oldunuz. Sizlere sarılmak, kokunuzu duymak, çok güzel. Beni en çok duygulandıran, beni unutmamanız.  Vefayı, vefalı olmayı, emeğe saygıyı, unutmamayı, unutulmamayı önemsediğinizi görünce,  şu anki okullarınızdaki olumlu davranışlarınızı ve  başarılarınızı duyunca, 4 yıl boyunca boşuna yorulmadığımı, emeğimin karşılığını aldığımı gördüm.  Bir 4 yıl daha sizleri seve seve, bıkmadan yorulmadan okutabilirdim :)) Tekrar tekrar söylüyorum, sizlerle gurur duyuyorum sevgili çiçeklerim, Atatürk Çocukları... Umarım önümüzdeki yıllarda da iyi davranışlarınızla, iyi birer insan, başarılı birer meslek sahibi olduğunuzu görmek nasip olur bana...

      Sevgili İlkim Yade,
     Adıma açtığın site beni çok sevindirdi, gururlandırdı. Bunu başarıyor olman da ayrı bir sevinç tabi ki... Güzel bir armağan oldu bana, unutulmadığıma dair... Çok teşekkürler...

     Ulu Önder Atatürk'ün şu sözünü hiç bir zaman unutmamanızı umut ediyorum.

    Hiç bir şeye ihityacınız yok, yalnız bir şeye ihtiyacınız vardır; çalışkan olmak!

Sevginin, vefanın, başarının hayatınız boyunca yanınızda olması dileklerimle, sevgilerimle...
Hepinizi çok çok seven öğretmeniniz... Canan...

Lütfen aşağıdaki linki tıklayarak, küçücük yüreklerdeki kocaman vefaya şahit olunuz.

            http://canan4-c.blogspot.com.tr/2014/01/ogretmenime-mektup.html

Benden de size bir sürpriz.... Nostalji... 1/C' den 4/C'ye...








çalışkanlar

ÇOK ÇOK KİTAP OKUDUNUZ...

GÖRSEL SANAT ÇALIŞMALARINIZ...
 


 


 

SİMİTÇİ MERCAN..PROVALAR
 


4/C



TİYATRO GÖSTERİMİZ SİMİTÇİ MERCAN ÇALIŞMALARINDAN


SON VEDA... UNUTULMAMAK DİLEĞİYLE...

08 Aralık 2013

YENİ, YENİDEN UMUT ÇİÇEKLERİM...

         İŞTE YENİ UMUT ÇİÇEKLERİM...


       
          HERKESE MERHABALAR...
          YENİ UMUT ÇİÇEKLERİMLE YENİ BİR HAYATA, GURUBUMDA YENİDEN YAYINA BAŞLAMANIN HEYECANI VAR BENDE.   YENİ UMUT ÇİÇEKLERİM İLE 9 EYLÜL'DE 1/D SINIFINDA BULUŞTUK BU YIL:) SAĞLIK  VE HUZUR İÇİNDE GEÇECEK DÖRT YIL DİLİYORUM HERKESE...
        SEVGİLİ 1/D SINIFI ÖĞRENCİLERİM. SEVGİLİ UMUT ÇİÇEKLERİM... GÖZLERİ PIRIL PIRIL PARLAYAN, YÜREKLERİ TERTEMİZ SEVGİ DOLU ÇOCUKLARIM... SİZİNLE OLMAK BANA MUTLULUK VERİYOR. UMARIM EĞİTİM-ÖĞRETİM YILLARI BOYUNCA YOLUMUZA EKSİKSİZ DEVAM EDERİZ.
OKUMA YAZMANIN, ÖĞRETİMİN YANI SIRA, SİZLERE ELİMDEN GELDİĞİNCE BAŞTA VATANIMIZA, MİLLETİMİZE, KENDİMİZE VE AİLEMİZE HAYIRLI EVLAT, İYİ BİRER İNSAN OLMAYI, HAYATI TANIMAYI, SEVMEYİ, KARDEŞLİĞİ, PAYLAŞMAYI, DOSTLUĞU, KENDİNE GÜVENMEYİ, BAŞKALARINA GÜVENMEYİ, BİRLİKTE AĞLAMAYI, BİRLİKTE GÜLMEYİ ÖĞRETİRKEN, EMİN OLUN GÖZLERİNİZDEKİ IŞIK YÜREĞİMİ AYDINLATACAK... HAYATA SİZİN PENCERENİZDEN BAKACAĞIM, SİZİN GÖZLERİNİZLE GÖRECEĞİM, O MİNİCİK YÜREKLERİNİZİ HİSSEDECEĞİM. HER BİRİNİZE BAKARKEN;ÖNCE İYİ BİRER İNSAN, SONRA DA GELECEĞİN BİLİM İNSANI, CUMHURBAŞKANI, DOKTORU, HEMŞİRESİ, ÖĞRETMENİ, BAŞBAKANI, DİPLOMATI, İŞ ADAMI, İŞ KADINI, İYİ BİRER EŞ, ANNE-BABA VE DAHA NİCE MESLEK SAHİBİ  OLARAK GÖRDÜĞÜMÜ HİÇ AKLINIZDAN ÇIKARMAYIN. HER BİRİNİZ GELECEĞİMİZ, EVLATLARIMIZSINIZ. UMUT ÇİÇEKLERİMSİNİZ. UMUDUNUZ HİÇ SOLMASIN...SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM.
             ÖĞRETMENLER GÜNÜ'NÜ SINIFÇA ÇOK KATILIMLI VE COŞKU İÇİNDE KUTLADIK. GÜNÜ ORGANİZE EDEN SINIF ANNEMİZ SAYIN DERYA ÇELİK'E, HER DAİM HİÇ BİR YARDIM VE DESTEĞİ ESİRGEMEYEN SAYIN CEMAL ÜNEY'E, BANA YARENLİK EDEN SAYIN  REYHAN OVA VE SEVGİLİ ZEYNEP'E, EMEĞİ GEÇEN VE YANIMDA MUTLULUĞUMU PAYLAŞAN TÜM VELİLERİME TEŞEKKÜR EDİYOR, SAYGILAR  SUNUYORUM.1/D SINIFI ÖĞRENCİ VE VELİLERİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, GÜZEL OKULUMUZUN VE  ÜLKEMİZİN TÜM ÖĞRENCİ-ÖĞRETMEN VE VELİLERİNE HAYIRLI, HUZURLU VE BAŞARILI BİR EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DİLİYORUM.. SEVGİYLE KALIN... C.AZAZİ
( 4/C SİZLERİ HİÇ UNUTMADIM, KALBİMDEKİ YERİNİZDESİNİZ HALA... KISKANMAK YOK:))


SEVGİLİ RÜMOŞ'UM... (RÜMEYSA OVA) KÜÇÜK MELEĞİM...
SINIF ANNEMİZ (DERYA ÇELİK)




       










22 Kasım 2013

BİRİCİK RÜMEYSAMIZ İÇİN HEP BİRLİKTE EL ELE...

 

SİZİN İÇİN ALTI ÜSTÜ BİR KAPAK, ONLAR İÇİNSE...  ÖZGÜRLÜK!

 
Rümeysa OVA





LÜTFEN DUYARLI OLALIM, ENGELLERİ KALDIRALIM...  

 
 
 
 
 
 

  BU KONUDA DUYARLI DAVRANAN HERKESE AYRI AYRI TEŞEKKÜR EDİYORUZ...

        

              

 

 



 


05 Kasım 2013




Çocuklarımız Kalemlerini Doğru Tutuyor mu?

             Öğrencilerimde gördüğüm bir hatayı sizlerle paylaşmak istedim. Öğrencilerimizin bir kısmının kalem tutuşları hatalı. Hatalı kalem tutuşu erken fark edilmediği takdirde çocukta kalıcı oluyur. Böyle bir durumda çocuğumuz yazı yazarken çabuk yoruluyor, yazısı çirkin oluyor. Anne-baba olarak çocuğumuzu gözlemleyelim. Hatalı kalem tutuşu varsa düzeltelim.

        Kalem tutmanın pek çok şekli vardır. Ancak araştırmacıların çoğunun uygun bulduğu kalem tutma şekli; işaret parmağı ve baş parmağın yumuşak uç kısımlarının birbirine değecek şekilde kalem tutma noktasına yerleştirilip orta parmağın uca yakın (büküm noktası ile tırnak arasında kalan) kısmı ile desteklenmesi şeklindedir. Ayrıca kolun dirsek ile bilek arasında kalan bölümünün avuç içi ile aynı yönde kalan kısmının da masa üzerine 45 dereceden biraz fazla bir açı oluşturacak şekilde yerleştirilmesi gerekiyor

     Kalem kesinlikle yazma noktasına çok yakın tutulmamalıdır. Böyle yapan çocukların engellenmesi için kalem üzerine yazım noktası ile tutulacak nokta arasında en az iki santim mesafe kalacak şekilde plastik bantlar dolanabilir. Sol ellilerde yazma noktası ile tutma noktası arasındaki mesafe daha fazladır. Kalem tutmadaki düzensizliklere anında müdahale edilmelidir. Kalemin ağır, çok ince, köşeli olması da yazmaya olumsuz yönde etki eder.

        Kalemi yazma noktasına çok yakın yerden tutan çocuklar yazdıklarını göremedikleri için oturdukları masa ve sıralar uygun olsa bile sıra yüzeyine iyice kapanırlar ve ellerini bilekten itibaren bükerek bir hilâl şeklini aldırırlar. Bu durum hem görüş açısını bozar hem de çocuğun çok çabuk yorulmasına yol açar. Velilerimizin ve öğretmenlerin bu duruma çok dikkat etmeleri gerekir.
 
       Kalem tutmada zorlanan çocuklar için kalemin kolayca tutulmasına yardımcı olacak tutacaklar kullanılmalı ve kalemin ebatları değiştirilmelidir. Kaleme çok bastıranlar için kâğıtlarının altına bir karbon kağıdı yerleştirip üzerine yazdıkları zaman alta geçmemeyi tavsiye etmek uygun olabilir. Kaleme az bastıranlar içinse bu alıştırmanın tersi yapılabilir.

       Defterin veya yazı kâğıtlarının tutuluş şekli de yazmada önemlidir. Çocukların yazma becerileri geliştikçe yazı defteri kullanılan ele göre sağa veya sola kaydırılabilir. Kesin bir ölçü veya pozisyon olmamasına rağmen, defter 30-40 derece sağa veya sola kaydırılabilir. Çünkü yazının şekli (öne veya arkaya yatıklık) defterin tutuluş şeklinden etkilenecektir.

Bitişik sağa eğik yazıda (bizim şu an kullandığımız yazı) aşağı yukarı 45 derece saat hareketinin aksi yönde döndürülmelidir. Sol elliler ise defteri yaklaşık 45 derece saatin hareketi yönünde döndürmelidirler.

 Kalem Tutma Bozuklukları

       Eldeki küçük kasların güçsüzlüğü genellikle belirli yazma zorluğunun sebebi olarak kabul edilir. Kas güçsüzlüğü araştırması, gevşemiş kasları hareket ettirdiği zamanki karşı koyma derecesine göre araştırılır. Kas güçsüzlüğü kasların yumuşak oluşu demektir. Yazma zorluğu olan çocukların bazılarının kas güçsüzlüğü fazla olsa da bunun zorlukların nedeninin tam olarak sebebi olduğunu düşünmek yanlıştır. Böyle vakalarda, ek bir sorun vardır, bu dyspraxia yada görsel idrak noksanlığı olabilir. Bazı seyrek vakalarda kas güçsüzlüğü elin gevşek bağlantı kordonlarıyla birlikte olur ve kalemi kontrol etmeyi zorlaştırır.

 

10 Haziran 2012

"BİZM ESERİMİZ".... SENE SONU SERGİMİZ...

               1 Haziran 2012 günü, çiçeklerimin bir yıl boyunca yaptıkları tüm çalışmaları sene sonu sergisi etkinliği olarak sergiledik. "Bizim Eserimiz" isimli serginin açılışını Okul Müdürümüz Sayın Bekir ÖREN yaptı. Çok beğenilen sergimizin açılışına katılan,
sevincimizi paylaşan tüm  meslektaşlarıma, idari personele, yardımcı personele ve sergi için ikramlar hazırlayan, sergi düzenlenmesi sırasında bana yardımcı olan, sınıfımızı temizleyen kısacası emeği geçen tüm velilerime, veeee  hepsi birbirinden harika olan, sevimli, sevgili öğrencilerime; Umut Çiçeklerim'e sonsuz teşekkürler ediyorum.
        Sevgili çoçuklarım harikasınız... Sizi çok seviyorum...Sizinle gurur duyuyorum ve hepinizi tek tek o güzel yanaklarınızdan öpüyorum...   Ellerinize, yüreğinize sağlık...
      
          İşte sergimiz...